Dostlar! bu nasıl deprem andırıyor kıyameti.
Kıyama kaldırdı göçerken yere doğru alemi.
Kimseye muhtaç değilken arar olduk el alemi.
Orda mısın gardaş tut elimi ben burdayım…
Tevekkül eder göçükte kurtarılmayı bekleyen,
Dışardakiyse isyanda hal böyle iken,
Aciz bir kul olduğumu böyle hatırlattı yaradan.
Yar’im tut elimi ben burdayım…
Enkaz altında karanlıkta biçareyim,
Soğuk düşmanım, gündüzler yarenim,
Acep bulurlar mı şimdi diye beklerim,
Ses ver gardaş tut elimden ben burdayım…
Beklemek tamam da açım ben.
Bari bir yudum su olsa da acımı kandırsam.
Ne güzel kalkardım hep uykumdan,
Su ver gardaş içim yandı ölümden…
Anam babam toprak altında,
Yalnız onlar mı kızım ve oğlum da,
İmanım sarsın yaramı kalan ömrümde,
Tut elimden kaldır beni Allah’ım…
Sağlam diye girdim göçen yuvama,
Bakmadım, baktırmadım bilene,
Şimdi köpekler arar bina üstünde,
Madenci gardaş yetiş tut elimden…
Çıktığımda göçük altından,
Anladım ki asıl dostlar gelmiş uzaktan,
Keşke anlasaydım bu depremin dilinden,
Maraş ovasına seslenirdim kaç diye…
İmtihan ağır üstümdeki yıkıktan,
Ne çare ki kurtuluş yok emir gelmeden nefesten,
Bu yükü taşımak için geçen hayattan,
Kalan bir parça içimdeki umuttur benim…
Tabipler tutsun elimden,
Kurtarsın beni ağrımdan sızımdan,
Yaşamak için bir neden umarım Mevla’dan,
Neden belli, artık halden anlarım…
15/Şubat/2023
Depremden kurtulan yaralı yüreklere ithaf olunur…
Hasan Fehmi Kinay