Sayın Ali Babacan konuşmak için 10 yıl beklemeli… Zira hala onun aracılığıyla kurgulanan ekonomik programın oluşturduğu faiz-döviz sarmalından kurtulamadık. Milli bir programın uygulanması için isteksizliğini anlayabiliyoruz. Babacan ve sözcülüğünü yaptığı lobilerin anladığı ekonomik sistem kriz üretmeye devam ediyor ama bunlar farkında değiller.
Bu kibar arkadaşımız Merkez Bankasının morfin gibi kullanıldığını söylüyor… Türkiye ekonomisini dışa bağımlı hale getirip morfinleyen aslında kendisi. Unutmuş olabilir ama döneminde o bağımsızlığıyla övündüğü ve içinden muhalefete milletvekili çıkaran Merkez Bankası’nın hedeflediği enflasyonun hiçbirini tutturamamıştı.
13 yıl Ekonomiden sorumlu bakanlık yaptınız ve her şey koşulsuz size emanet edilmişti. İşsizliği % 5’e mi düşürdünüz? İhracatı 500 milyar dolara mı çıkardınız? Asıl ekonomiyi dışa bağımlı hale getiren ve sıcak para havuzuna morfin taşıyan sizdiniz.
Türkiye ekonomisi dış finansal kaynakla büyüme rekoru kırsa ne olacak? Ne kadar sürer? Washington uzlaşmasına sadakatinize diyecek yok. İslam ülkeleriyle ticari ve ekonomik ilişkilerimize ne kadar katkınız oldu? Batı budalası olabilirsiniz ama artık devir değişti. Batının çıkmaz sokaklarına sapladığınız ekonomiyi kurtarmak için çaba sarf edenlere biraz saygılı olun.
Milletin Tayyip Erdoğan’a güvenini ne güzel kullandınız…
Size Teşvik Kanunu çıkarabilmek için yalvarmak zorunda kaldık. Türkiyeyi yıllarca oyaladınız. Vergi ve sigorta borçlarının yapılandırması gerektiği halde oralı olmadığınızı da biliyoruz.
Ekonomi yönetimi dar gelirli, çaresiz, hayata tutunmak için çaba harcayan milyonlar için anlam ifade eder. Siz dış finans baronları için var oldunuz. Sizin dışarıyla ilişkilerinizi kurgulayan uluslararası finans baronları elbette kurmuş oldukları tezgâhtan memnunlardı. Yıllarca IMF ile birlikte Türkiye ekonomisini yönettiniz ve bundan da bir şikâyetiniz yoktu. IMF istemiyor diye milletin yararına olacak konuların önünde set oldunuz. Zira Tayyip Erdoğan’ı dolayısıyla milli kalkınma hamlesini kontrol etmenin en iyi yolu IMF dayatmalarıydı. Bürokratlarınız IMF üzerinden Tayyip Erdoğan’ı yönetmeye çalıştı. Tabii başaramasalar da yavaşlattılar. Türkiye’yi dış finansal sömürü araçlarına bağlayarak yönettiğinizi sandınız. Bugün şikâyet ettiğiniz sorunlar sizin eseriniz. Birçok sektörü dışa bağımlı hale getirdiğiniz için tabii ki sizi sevecekler.
Sayın Cumhurbaşkanımızın bu hatalarınıza rağmen size hala değer vermesini de onun vefa duygusuna bağlıyorum.
Yabancı sermaye tutkunluğunuzu biliyoruz. O yüzden bıraktığınız günden beri sızlanıp duruyorsunuz. Ağzınızdaki baklayı çıkarsanız da sizi daha iyi duysak. “Birkaç adım sonra müdahaleci ekonomi sınıfına pat diye düşermişiz.”
Aziz milletim ve ekonomi yönetimi şunu iyi anlamalı; Türkiye dalgalı kur sistemine girdiğinden beri sıcak para yani faiz çetesinin sömürüsü altında. Bunların anladığı paradan para kazanmak. Üretim yok. Bunlarla asla ilgilenmezler. Tarımmış, Sanayiymiş böyle bir dünyaları hiç olmadı. Kredi bağımlısı olmak dışında önerdikleri bir model yok. İşte hala dışarıdan borç almaktan bahsediyorlar. Sürdürülebilir bir sistem mi? Asla…
Buradan çağrım; Türkiye kendi ekonomi modelini kurmalıdır. Bu modelin ayakları faiz,döviz, enflasyon hedeflemesi gibi sanal göstergelere dayanırsa sorunlarımız çözülmez. Adil gelir dağılımı, verimli yatırım ve dayanışma ekonomisi tesis edecek yeni bir programı hazırlamalıyız.
Hasan Fehmi Kinay